1 Ocak 2009 Perşembe

"İyi Seneler"...



Veee... Yeryüzü güneşin etrafında bir kez daha döndü; biz konuştuk, konuşamadıklarımızı yazdık, düşünüp yazamadıklarımızı unutmaya çalışarak...
Çok soğuk, Roman mimarisine göre inşa edilmiş, Ortaçağ’dan günümüze bütün güzelliğini ve görkemini koruyan bir kentte doğup büyüdüğüm, o kentin tüm güzelliklerinden alabildiğine yararlanabildiğim’çin olsa gerek, bugün hala yeni yılı tüm bayramlardan fazla severim.
Anasonlu yeni yıl kurabiyelerini, mumunkiyle karışan portakal kokusunu, dışarıdaki soğuk havaya inat sıcacık evin buharlaşan camlarına parmağımla çizdiğim yeni yıl resimlerini, çocukken kağıttan kestiğim ve o camlara yapıştırdığım kar tanelerini, bir yeni yıl geleneği olan çikolatalı ‘buche’ pastayı, güzelim paketlerinin içinde açılmayı bekleyen hediyeleri, ‘iyi seneler’ cümlesinin; içerdiği dileğe yakışan, çan sesini çağrıştıran tınısını... Sahip olduğum en eski arkadaşım ve sırdaşım Maud'la anaokulunda başlayan maceralarımıza vesile olan at kestanesini... Saussure, Freud ve Barthes’ın elbirliğiyle dahi belleğimdeki büyüsünü bozamadığı ‘yeni yıl’ a ilişkin daha nice kavram ve görüntüyü...
Biz yeryüzü sakinleri bir kez daha döndük güneşin çevresinde; yıllandık...
Her yeni yılla aşınan belleğimizden 'umut tadında masallar' silinmeden, düş kurmayı, düşlerle beslenmeyi unutmadan başlayalım 2009'a...
Kimbilir, belki de; "Zamanın birinde, bir yerde..."
İyi seneler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder